Minarenin Şakulü

Daha önce anlatmış olabilirim –çünkü anlatmayı çok severim.

Muhtemelen biliyorsunuz, rivayete göre Sinan Selimiye’yi yaparken çocuklar gelip “minare eğri” derler. Bunun üzerine Sinan minareye bir halat bağlar, “çekin, düzeltin” der. Çocuklar oflaya puflaya çekerler. Yorulurlar. “Düzeldi mi” diye sorar Koca Sinan, “düzeldi” derler. Çocuklar yorgun ve mutlu uzaklaşırlar. Olaya şahit olan biri “yakıştı mı koca Hassa Mimarına” diye sitem eder, “çocuklarla eğleşmek?”. “Sen bilmezsin” diye cevap verir Sinan, “eğer minarenin doğrulduğuna kani olmasalar evlerinde dedikodusunu yapacaklardı, yarın bütün Edirne minarenin eğri olduğunu düşünecekti, yıkıp yeniden yapmadan kimseyi tatmin edemeyecektik.”

Bu menkıbe kanaatlerin nasıl oluşup yayıldığını açıklamak için anlatılır –ve memleketin hali de zaten her gün defalarca doğruluyor Sinan’ı. Ama ben başka bir sebeple anlatmayı severim. Yorulanlar, halatın ucundan tutanlar, minarelerin doğrulduğunu düşünürler. Aslına bakarsanız, pek bir şey değişmiş de değildir hâlbuki.

***

Arınç bir televizyon programında bir şeyler demiş. Dedikleri kimleri mutlu ettiyse, Arınç’a iltifatta hiç cimri davranmıyorlar. Ama öte yanda Erdoğan’ın kulları da durumdan ziyadesiyle rahatsız olmuşlar besbelli, esip gürleyip duruyorlar.

Bu vesileyle öğrenmiş olduk ki, Hüseyin Çelik de “minareler eğri” manasına çekilecek laflar etmiş. Ömer Dinçer’in de memnun olmadığı haller var gibi görünüyor, filan.

Şimdilik sadece “vay terbiyesiz” telinden çalıyor olabilirler, sadece kaynağı itibarsızlaştırmakla yetiniyorlardır herhalde ama eli kulağındadır, eğer henüz başlamadılarsa yakında başlar Erdoğan’ın kulları, “üst akıl, uluslararası güçler, Erdoğan’ı yıpratmak için Arınç’ı, Çelik’i, Dinçer’i satın aldılar” filan diye yaygaraya…

Hâlbuki mesele, işbu zevatın bir süredir minareleri çekiştirenlerin arasında yerlerinin olmamasından kaynaklanıyor. Kenara çekildiler, yorulmuyorlar ya, minareler eğri görünüyor gözlerine. Onları satın almaya, koordine etmeye filan lüzum yok yani. Yorulmuyor olmaları kâfi.

Eh, kendi hesabıma, onların yoruldukları demlerde de ben yorulmuyordum. Minareler o vakit de eğri görünüyordu gözüme. Benim farkım –eğer varsa– şurada: Ben benim huzursuzluğumun, halatın bir ucundan tutamıyor olmamdan kaynaklanıyor olduğunu, eğer bir ucundan tutup yoruluyor olsam da minarelerin şakulünün doğrulmayacaktı olduğunu, sadece benim de yorulmuş olacağımı biliyordum. Şimdi de biliyorum.

Ve bu yüzden, başından beri diyorum ki, minarelerin şakulü o kadar mühim bir şey değil, ama herkesin onları doğrultma işine katılımını sağlamak çok mühim. Sadece beni katarsanız, yokum. Herkesin katılabileceği bir zihniyet tesis edecekseniz, varım.

***

Birileri, ellerinde şaşmaz bir çekülün mevcut olduğunu, minarenin şakulünü o şaşmaz çekülle doğrultuyor olduklarını, bize sadece seyretmek düştüğünü söyleyip durarak, onlarca yıl memlekete vaziyet etti. O birilerine karşı olanlar, şimdi, bir başka şaşmaz çekülle hepimizin adına minarelerin şakulünü doğrultuyor olduğunu iddia edip duran, üstelik bunu daha öncekiler ile kıyas kabul etmeyecek kadar nobranca tekrarlayıp duran Erdoğan’a kul yazıldılar.

Evlerine gidip, “Arınç ve bir yığın kişi üst akıl tarafından satın alınmış” derlerse birçok kişinin inanacağını da biliyorlar.

Ama işte o kadar.

Sonrası hakkında zerre kadar fikirleri yok.

Minareler eğri.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et