Koltuk Sevdalıları

Kılıçdaroğlu zavallısı, “bu partide koltuk sevdalılarına yer yok” gibilerden gürlemiş.

Koltuktan kalksa koltuğun hiçbir şey kaybetmeyeceği, ama kendisinin “her şeyini” kaybedeceği Kılıçdaroğlu söylemiş bunu. Kılıçdaroğlu koltuğundan kalkarsa “her şeylerini” kaybedecek olan Bülent Tezcan, Tuncay Özkan filan gibi zavallılar söyletmiştir.

Yüzünüze baka baka nasıl söyleyebiliyorlar/söyletebiliyorlar koltuktan ibaret adamlar bunu size? Söyleyeyim, size güveniyorlar. Sizin kafanızın nasıl çalıştığını biliyorlar.

Nasıl çalışıyor kafanız? İnsanların ihtiraslı olmasından nefret ediyorsunuz. “Başımıza ne geliyorsa insan türünün ihtirası yüzünden” diye inanıyorsunuz. İhtirasın kontrol edilmesi gerektiğinden şüpheniz yok. E peki, nasıl kontrol edeceğiz ihtirası?

Aklınızda sadece iki seçenek olduğundan eminim.

Birincisi, şöyle merkezi bir kudret odağı inşa edeceğiz. O kudret odağı aşırı gideni dizginlerinden çekecek, filan. Eh, işte tam da sizin istediğiniz gibi bir sistem var Türkiye siyasi partilerinde. Olmuyor.

“Olmuyormuş” demiyorsunuz, hemen ikinci silahınızı çekiyorsunuz: Eğitim şart. Bak elin Japon’una, seçimi kaybedince efendi efendi istifa ediyor adam. Memlekette her bir insan tekini doğru dürüst eğitseydik, herkes kendi ihtirasını frenleseydi, frenleyecek şekilde eğitilseydi… Ah ulan şu Köy Enstitülerini kapatmayacaktı şu karşıdevrimciler… Filan.

O işler öyle değil, öyle olmuyor. Elin Japon’u Japonya Köy Enstitülerinde terbiye görmüş olduğundan, “ah ben yapamıyormuşum, yapabilecek olan gelsin” demesi gerektiği “öğretildiğinden” kenara çekiliyor değil. Kendi ihtirasını kendisi gemliyor değil yani. İstifa etmezse ettirecekler, biliyor. İstiskale uğramamak için istifa ediyor. Her halükarda koltuğu kaybedecek, aralarında tercih yapacağı seçenekler, (a) istiskale uğrayıp koltuğu kaybetmek, (b) istiskale uğramadan, efendice istifa ederek koltuğu kaybetmek. Adam da ikinciyi seçiyor.

Türkiye’de seçenekler neler? (a) İstiskale uğrayıp “ama AKP şu kadar oy kaybetti” filan zırvalarını kusarak koltukta oturmayı sürdürmek ve (b) efendice istifa etmek. Nüansı yakalamış olmanız gerekiyor, gözünüze sokmayayım.

Peki, Japonya’da hal neden böyle, neden sadece bu seçenekler var?

İşin esrarı, hiç sevmediğiniz, işitince bile suratınızı buruşturduğunuz bir kelimede saklı: Piyasa. Piyasa belirliyor herkesin değerini. Ne yukarıda bir merkezi otorite narh koyuyor ve ne de herkes kendi kendine gelin güvey oluyor. Herkesin ihtirasını, ihtiraslı başkalarının ihtirası sınırlıyor. İhtiraslar dövüşüyor ve… Hep dövüşüyor. Durmadan dövüşüyor.

Siz sevmezsiniz böyle şeyleri.

Kılıçdaroğlu ve avanesi de —başka hiçbir şey bilmeseler de— sizin böyle şeyleri sevmediğinizi biliyorlar.

***

Mevcut siyaset mevzuatı, sizin sevmediğiniz piyasayı, dövüşü, rekabeti siyaset dünyasından tasfiye etti. Siz de alkışladınız. Vatan, millet için, hiçbir şey beklemeden gecesini gündüzüne katacak adamlar ve kadınlar gelecek, siyaset yapacak… Siyaset zaten öyle bir şey olmalı. Ne rekabeti! Filan.

Neticede aşırı güçlü Genel Merkezler, her türlü adil rekabetten uzak, kendilerinden başka herkesi “ihtirası boyunu aşmış koltuk sevdalıları” olarak etiketleme lüksüyle saltanat sürüyor. Siz de hayal kuruyordunuz, “Baykal gitse” filan diye… Gitti, şimdi de “Kılıçdaroğlu gitse”…

Eğer siyaset karşılıklı bilek güreşlerini gerektiren bir “piyasa” düzenine sahip olsaydı, sizi temin ederim, Kılıçdaroğlu, Tezcan, Özkan zavallıları bile bu süre içinde bir şeyler öğrenirdi. Şimdi öğrenmelerine ihtiyaç yok, öğrenmiyorlar. Mesele yani, piyasanın olmamasının yanlış insanları oralara getirmesi değil. İnsanların öğrenme ihtiyacını ortadan kaldırması. Piyasa yoksa, sac kutuları size otomobil diye kazıklayabiliyorlar. Varsa? Aynı sac kutuları size kazıklayadurmuş olanlar, doğru dürüst otomobil yapmayı öğrenmek zorunda kalıyorlar. Öğrenemeyen de iflas ediyor.

Ama siz iflastan da hoşlanmazsınız değil mi? İflasın imkânsızlaştırıldığı bir dünya, işte bu kadar oluyor. Kılıçdaroğlu ve çetesinin iflas etmesi imkânsızlaştırılınca… CHP iflas ediyor. Onun iflası imkânsızlaştırılınca? Siyaset iflas ediyor. O imkânsızlaştırılırsa? Türkiye iflas ediyor.

Politik•a•politik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et